bataklık

baştan çıkarıcı bir samimiyetsizlik. ‘’oyun oynamıyoruz burada’’ demiyor kimse. herkes bataklık haline gelmiş benliğinden içeri alıyor insan, aldıklarının öylece batıp gitmesini seyrediyor, arkası dönük. bilmeden, bilerek yapıyor bunu. öğrenmeyi tercih etmiyor.

suçlu insan. sonuna kadar gitmiyor. böyle olunca gerisin geriye düşüyor. sevmeler güzel değil, gelmeler, beklemeler, bitmeler güzel değil hele gitmeler hiç güzel değil.  kimse büyümüyor, bölünüyor. yalanı nefes alıp vermek kadar kolayca söylüyor, duymuyor, sarılmıyor, darılıyor, düşüyor.

hemen olmasını istediğin şeyler için savaşmıyorsun, hayal kurmuyorsun, emek vermiyorsun, hayıflanıyorsun, yapamadım edemedim diyorsun, ne yapıyorsun, sahi ne yaptın? ağaç dikmiyorsun, ateş yakmıyorsun, üretmiyorsun, okuyorsun, az okuyorsun onu da anlamıyorsun zaten, yazmıyorsun.

her gün yeni bir bilmece... yarın muammasına doğru gri şehirlerde akıyor insan, masmavi gökyüzü altında buluşamıyor. akıp geçen zaman, akıp giden yollar, akıp giden kitaplar... 

bitmek bilmeyen yanılgılar içinde usul usul yaşanamayan anlar, hep aceleci, maziye bakarak...

en son ne zaman ellerin ceplerinde güzel şeyler düşünerek yürüdün sokaklarda, ne zaman kolunu birinin omzuna atıp dakikalarca yürüdün en son ne zaman ıslık çala çala gezindin, kuşları izledin, gün batımını seyrettin?

iyimserim, hiç mi iyi şeyler olmuyor, oluyor mu? savaş yok, babalar eksilmiyor, insanlar öldürülmüyor, kadınlar huzurlu, hayvanlar rahat, zaten adalet terazisi tamamen dengeli? evet, evet iyimserim.

çözümü altıncı duyu organımızda arıyoruz, bulabiliyor muyuz? her gün şarjı bitip duran şeyi damarlarından içeri soktular. her gün şarj ediyoruz ama bulamıyoruz!!

ey insan, bataklıktasın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

tükeniş

kahve ve melatonin

huyumdur hep dirilirim